Çılgın Bir Deveden Kaçan Adam Falname Kaynak: Marmara Üniversitesi E Dergi |
Minyatür Sanatında Hayvan Figürleri 1 başlığı ile hazırladığımız bir
önceki makalemize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yazma eserlerde tamamlayıcı
ve anlam güçlendirici unsurlar olarak kullanılan hayvan figürlerinden ejderha,
simurg, kuşlar, horoz ve geyik ile ilgili ana hatlarıyla bilgiler verdiğimiz bu
yazıya yukarıdaki linki tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bu yazıda minyatür sanatı açısından yine çeşitli anlamlar atfedilen ve bu şekilde tasvir edilen
hayvanlardan söz edeceğiz. Bunu yaparken derinlemesine analizler yerine
başlıklar halinde yüklenen anlamların neler olduğuna yönelik bilgiler vermeye çalışacağız.
Kilin;
at biçimli gövdesi ve alnının ortasındaki tek boynuzu ile tasavvur edilen bu
yaratığa Çince Chi Lin, eski Türkçede ise Kelen denilmektedir. Bütün hayvanların
niteliklerinin tek bir hayvan üzerinde toplanması ile karakterize edilmiştir. Sivri
boynuzundan hareketle bir gergedan olabileceğine dair yorumlar da mevcuttur. Uzun
ömür, mutluluk, başarı, refah, şöhret gibi birçok olumlu ifadenin temsili
olarak resmedilir.
Aslan;
hayvanların mücadele sahnelerinde göğü temsil eder ve kazanan tarafı simgeler. Aydınlık-karanlık,
iyi-kötü gibi kavramlar arasında iyi olan tarafın temsilcisi olarak resmedilir.
Savaş, zafer, iyinin kötüye karşı galibiyeti, kudret ve kuvvetin simgesi olarak
tezahür eder. Türk sanatında İslam öncesi ve sonrası aslan figüre yaklaşık
olarak aynı izi takip eden bir konuma sahiptir. Topkapı Sarayı H.1703 numaralı Falname
isimli eserin aslan figürlü minyatürü olarak sergilenmektedir.
Koç;
İslam sonrası eserlerde olduğu gibi gücün, hâkimiyetin, kuvvet ve yiğitliğin
sembolize edildiği bir figürdür. Kurban edilişi de bolluk ve berekete dair
esintiler içerir. Ayrıca İslami eserlerde kurbanın ve ölümün ifadesi olarak da
ele alındığı görülür. Hz. İbrahim’in Hz. İsmail’i kurban etmeye hazırlandığı
sırada Allah’ın bir melek aracılığıyla gönderdiği koçu tasvir eden minyatür, Topkapı
Sarayı Müzesinde Falname isimli eserde bulunmaktadır.
Kedi
ile Türk topluluklarının ilişkisinin ilk olarak nereye dayandığı tam olarak
tespit edilemeyecek kadar eskidir. Aslan, kaplan gibi aynı familyadan olan
yırtıcılarla benzerlik kurularak, onlardaki gücü taşıdığı varsayılarak
resmedildiği görülebilir. Ancak bununla birlikte küçük oluşu ve köpek gibi
hayvanlara karşı güçsüz oluşu nedeniyle kurnazlık, hilekârlık, nankörlük figürü
olarak da tasvir edilmiştir. Varka ve Gülşah adlı eserde altı minyatürde kedi
görülür ve üzüntü, ayrılık, zalimlik, kötü şans, açgözlülük ve ihanet gibi
kavramları ifade etmek üzere resmedilmiştir.
Maymun;
İslamiyet’ten önceki ve sonraki dönemlerde çevikliği ve zekâsı ile tanınmış ve
ön plana çıkmıştır. Maymun 12 hayvanlı Türk takviminde yıl sembolü olarak
bilinir. İslamiyet sonrası eserlerden olan Tuhfetü’l Müneccimin ve Marifetname
isimli eserlerde yer alan açıklamalara göre maymun yılında yankesicilik,
hırsızlık, savaş, hastalık ve fitne çok olmaktadır. Kelile ve Dimne isimli
eserde anlatılan maymun ve kaplumbağa hikâyesinde de maymunun çabuk kavrayışına
dair bir kıssa bulunmaktadır.
Tavşan;
yine Kelile ve Dimne isimli eserde kurnazlık ve iyi şans sembolü olarak
anlatılmaktadır. Varka ve Gülşah minyatürlerinde birçok yerde şans olarak ifade
edilse de 66. minyatürde ölümün ve saadetin kaybedilişinin timsali olarak
resmedilmiştir. Yine benzer bir şekilde 16. minyatürde talihsizliğe, 57. minyatürde
ise talihsizlikten talihli olma durumuna geçişi ifade eden bir figür olarak yer
almaktadır.
Topkapı Sarayı
Müzesinde H.1703 numaralı yazma eser olan Falname’de, çılgın bir deveden kaçan
adam minyatüründe sığınacak yer arayan adam kendini bir kuyuya atar. Kuyudaki ejderha
ağzını açmış adamı beklemekte, ayaklarını bastığı yerde ise dört yılan
bulunmaktadır. Tutunduğu dalları ise iki fare kemirmektedir. Hikâyede kuyu,
dertleri, afetleri, kısaca dünyayı temsil eder. Dört yılan insan bedenindeki
safra, sevda ve balgamı, ejderha mukadder sonu, ömrü tüketen gece ve gündüzü fareler
temsil etmektedir. Çılgın deve ise, adamı nefsine uymaya zorlayan şeytanı
temsil eder.
Sonuç olarak minyatür
sanatı sembolizm üzerine inşa edilmiş bir sanat dalıdır. Anlatılan konuyu
güçlendirmek ve desteklemek üzere hayvan figürlerinin kullanılması bu sanatın sembolizm
gücünün ifadesi olmaktadır. Bu figürlerin, gerçekçi bir tarz yerine her zaman
remizlerinin kullanılarak ifade edilmesi bu gücün bir ifadesi olmaktadır. Google
arama motorunda küçük bir arama yapıldığında minyatür sanatında hayvan figürleri
ile ilgili örneklere kolaylıkla ulaşılabilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder